KİLİSELER
Geçmişte Gesi bağlı bulunduğu Kayseri merkezinde olduğu gibi,farklı dinlerle mezheplerin harmanlandığı bir kültür mozaiği oluşturur.Farklı etnik köken ve dinlere mensup Gesi halkı,uzun bir süre birbirlerinden etkilenerek barış ve uyum içinde yaşamışlardır.
Cumhuriyet döneminin ilk yılları da dahil olmak üzere Rum,Ermeni ve Türkler hem ayrı, ayrı hem de aynı mahallelerde birlikte yaşamışlardır.
Böyle bir Sosyal ortamın doğal sonucu olarak ta Kilise ve Camiiler yan yana yer almışlardır.Bu bağlamda Gesi ve çevresinde biri tamamen yok olmuş dört önemli Kilise ile karşılaşmaktayız.
SURP GARABET MANASTIRI
Ermenilere aittir ve EFKERE BÜYÜK MANASTIRI adıyla da anılır.Düzgün kesme taştan yapılmış, haçvari planı apının zemini renkli mozaiklerle kaplıdır. Garabet Manastırı'nın en önemli özelliği,dini ayin ve ibadet merkezliği yapmasının yanında,büyük bir eğitim ve öğretim kurumu olma işlevini de üstlenmesidir.
Döneminin en önemli din adamları,piskoposlar burada eğitim görüp mühim görevlere atanmışlardır.Bu manastır Hıristiyanların merkezi bir okuludur. Bu manastırın maalesef şu anda tamamına yakını yok olmuş vaziyettedir.
SURP DANİEL MANASTIRI
Ermenilere ait olan bu yapı da Hıristiyanların önemli bir ibadet mekanıdır.Daniel Manastırı özellikle Bala-Gesi(Belasi) sakinlerinin ibadetleri için inşa edilmiştir. Düzgün kesme taştan yapılmış,özenli taş işçiliği ve bitkisel süslemeleri ile dikkati çeken yapının kapısı kapalıdır.Orta bölümü kapatan yüksek kasnaklı kubbe yıkık durumdadır.Yuvarlak kemerli üçlü pencerelerden göründüğü kadarı ile iç duvarlar sıva ile kaplı olup üzerleri İsa ve Meryem tasvirleri ile süslüdür.Giriş kapısının üzerinde de üçgen şeklin de alınlık yükselmektedir.
Bu manastır da bir kısmı tahrip edilmesine rağmen büyük bir kısmı ile ayakta durmaktadır ama bir çoğunda olduğu gibi bakımsız durumdadır.
YANARTAŞ RUM KİLİSESİ
Gesi'nin DARSİYAK (Kayabağ) köyünde yüksekçe bir tepeye inşa edilmiştir.Rumlara ait merkezi planlı bir yapıdır. Kilise'nin dış çevresini büyük bir kısmı yıkılmış olan ihata duvarı kuşatır.Bu duvar da büyük bir kapı şeklinde ana giriş mevcuttur.Kilisenin ibadet mekanına esas giriş batı yönündedir. Yuvarlak kemerlerle bağlanan altı kolonun taşıdığı tonozlu,kemerli revak kısmından sonra dikdörtgen şeklinde bir kapı ile kilisenin içine girilir. Revakların üzerinde de üçgen şeklinde alınlık yer alır.
Kilise'nin içinde altı sütun bulunur.Bunların dört tanesi merkezi kubbeyi taşımak amacı ile inşa edilmiştir. Ancak kubbe'nin üzeri yıkılmıştır. Yapının iç dekorasyonu sıva üzerine yapılmıştır. Dekor da İsa, Meryem ve Melek figürleri kullanılmıştır. Kilise'nin dış cephesinden de görüldüğü gibi yapı düz atkılı, iki katlı pencere sistemi ile aydınlatılmıştır.
Bu Kiliseye ismini veren yanartaş dönemin kilise papazı tarafından Hıristiyan halktan toplanan paralarla Rusya'dan getirtilmiştir.Son derece değerli olan yaklaşık iki insan boyundaki bu taş,üçgen alınlığın üst kısmında yer almakta olup,özellikle geceleri ay ışığının yansıması ile köy üzerine değişik ışıklar saçmakta imiş.Köyün yaşlı insanlarının kendi büyüklerinden dinleyerek ilettikleri bu öyküye göre Rumlar nüfus mübadelesi sırasında giderken bu taşı da söküp götürmüşlerdir.Taşın elips şeklinde ki oyuğu yapı üzerinde görülmektedir.Yanartaş Rum kilisesi'nin malzemesi düzgün kesme taş ve demirdir.Yapının bağlantı yerlerinde,çatısında,kemer aralarında demir büyük bir teknik ustalıkla kullanılmıştır.Bu kilise'nin yapım tarihi 1837 dir.
Gesi de ki kiliseler nüfus mübadelesi sırasında yıkılmış,ayakta kalanlar ise yok olmaya yüz tutmuştur.Rumlar için geçerli olan bu durum,Ermenilerinde göç etmesi ile onlara ait kiliseleri de aynı duruma düşürmüştür.
Bir zamanlar barış ve uyum içinde yaşayan ve birbirinden kültürel olarak etkilenen toplumların ürünü olan bu değerler bakımsızlık,talan ve ilgisizliğe rağmen hala kurtarılmayı beklemektedir.
" Kaynak : Işık Füsun ÖZKUL & Asaf ÖZKUL "
GESİ SURP ASDVADZADZİN ERMENİ KİLİSESİ
Çeşitli kaynaklardan edinilen bilgiler değerlendirildiğinde Gesi’debugün mevcut olan yapının Surp Asdvadzadzin Kilisesi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Yapım tarihi bilinmeyen kilise işlevini yitirdikten sonra postane ve ev olarak kullanılmış sonra da terk edilmiştir. Naostaki sütunlar kaldırılarak nefleri yok edilenyapı, muhtemelen tonoz olan örtüsü de mevcut olmadığından özgünlüğünü hayli yitirmiştir. Sonradan eklenen duvarlarla, ortada bir koridor ve kenarlarda dört oda elde edilmesi, güney duvarının ortasına açılan kapı, çevredeki konutlarda olduğu gibi, ahşap kirişli düz toprak dam yapılması gibi müdahalelerle kilise mimarisine ilişkin ipuçlarının çoğu yok olmuştur. Buna karşı, kuzey apsisi ile ana apsisin bir kısmının mevcudiyeti, yapının üç neflibazilikal planlı olduğunu göstermektedir.
Kaynakça: Açıkgöz Güngör, Ş.,Kayseri veÇevresindeki 19. Yüzyıl Kiliseleri Ve Korunma-ları İçin Öneriler, Doktora Tezi, İTÜ Fen Bilim-leri Enstitüsü, İstanbul,2007 , s. 136 . ŞEYDA GÜNGÖR AÇIKGÖZ
GESİ-BAHÇEBAŞI SURP KEVORK KAYA KİLİSESİ
İnceleme Tarihi : Temmuz 2006
Yeri : Gesi-Bahçebaşı Mahallesinde, Surp Stepanos Ermeni Kilisesinin kuzeybatısında bir yamaçta kayaya oyulmuştur.
Bugünkü durumu : Bakımsız ve kullanılmamaktadır.
Tarihi : Bazı araştırmacılarca 18.yüzyılda yapılmış olabileceği belirtilir.
Plan ve mimari özellikleri : Surp Kevork (St.George) kilisesi, Surp Stepanos Kilisesinin kuzeydoğusundaki bir yamaca kayanın oyulmasıyla yapılmıştır. Kiliseye batı cephesine açılan bir kapıdan girilmektedir. Kapı kuruluşu bir yuvarlak kemerle çerçevelenmiştir. Kapı monoblok söve ve lentoyla oluşturulmuş olup üzerinde ayrıca bir pencere açıklığı bulunmaktadır. Doğubatı doğrultudaki kilise, kayaya oyulmuş üç nefli olarak düzenlenmiştir. Diğerlerinden daha geniş olarak yapılan bema, yan neflerden birer sütunla ayrılmaktadır. Bu sütunların doğu tarafında sütun yapılmamış, dilimli bir kemer düzenlemesi tercih edilmiştir. Sütunlar ve ayaklar kayanın oyulmasıyla meydana getirilmiştir. Bemanın doğusundaki apsisin kemere yığma taştan yapılmış ayaklara oturmaktadır. Yan neflerden kuzeydekinin ucu apsis biçiminde sonlanmaktadır. Güneydeki nefin ucuna ise küçük bir niş açılmıştır. Tüm kilisenin üst örtüsü beşik tonoz şeklindedir. Alboyadjian bu yapıda yılda bir kez Surp Kevork ayini gününde İlahi ekmek ve şarap takdisi yapıldığını, kilisede bir küçük masa, üç tane resim ve dört tane tahta çarmıh olduğunu, k dınve erkeklerin hac vazifesini yerine getirmek için burada toplandıklarını belirtir.
Süslemesi : Yapıda kayda değer bir süsleme bulunmamaktadır.
Malzeme ve teknik : Kilisenin batı cephesindeki giriş kapısında düzgün kesme taş malzeme kullanılmış, geri kalan bölümde kilise kayaya oyularak yapılmıştır.
Kitabesi : Yapının kitabesi yoktur.
Tarihlendirme : Alboyadjian kitabesi olmayan yapının 1718 yılı kayıtlarında adının geçtiğini ve 1920’lerde kullanıldığını belirtir. Dolayısıyla eserin 18.yüzyılda yapılmış olabileceği kabul edilebilir.
GESİ-KAYABAĞ RUM KİLİSESİ
İnceleme Tarihi : Temmuz 2006
Yeri : Kayseri ili, Melikgazi ilçesi, Gesi Kasabası,Kayabağ Mahallesinde bulunmaktadır.
Bugünkü durumu : Dış duvarları kısmen sağlam olmakla birlikte içerde sıva ve freskoları dökülmüş, zemin taşları define arayıcıları tarafından sökülmüştür. Ana kubbesi yıkılmıştır.
Tarihi : 1837-1849 yılında inşa edilmiştir.
Plan ve mimari özellikleri : Doğu-batı doğrultuda inşa edilmiş olan kilise, üç nefli bir plâna sahip olup, batısında beş gözlü ve iki katlı olarak düzenlenmiş bir narteks bulunmaktadır. Narteks revaklarını oluşturan kemerler, bodur tutulmuş taştan ayaklara oturmaktadır ve tüm narteksin üzeri beşik tonozla örtülmüştür. Narteksin güney ve kuzey cephesi de iki kemerli bir revak düzenine sahiptir. Narteksin batı cephesinde üstte ortadaki elips, yanlardaki dikdörtgen biçimli üç pencere açıklığı görülmektedir. Bu pencerelerin üzerinde de küçük pencereler yer almaktadır. Kiliseye batı, kuzey ve güney cepheye açılmış kapılardan girilmektedir. Batı cephedeki kapı daha anıtsal özellikte olup, güney cephede doğu ve batı uçta iki kapı bulunmaktadır. Güney cephede altlı üstlü üç pencere açıklığı görülmektedir. Pencerelerin üst kısımları silmeli bir lentoyla hareketlendirilmiştir. Doğu ucundaki kapının üzerinde de bir pencere vardır. Kuzey cephede üstte dört, altta üç pencere açıklığı gözlenmektedir. Kiliseye ana giriş kap sının iki yanında birer pencere bulunmaktadır. Üç nefli olarak düzenlenen kilisenin orta nefi diğerlerinden daha geniş plânlanmış ve ortasına bugün yıkılmış olan bir kubbe yapılmıştır. Nefler dörderden iki sıra halinde toplam sekiz taş sütunlara atılmış yuvarlak kemerlerle birbirinden ayrılırlar. Sütunlar dikdörtgen biçimli yığma taş kaidelere oturmaktadır. Her üç nefte beşik tonozla örtülüyken, orta nefin ortasına, pandantifle geçilmiş bir kubbe inşa edilmiştir. Batı cephedeki iki sütun narteks duvarının içinde kalmıştır. Doğu hariç diğer cepheleri iç mekanda üç yönden dolanan galeri katı dikkati çeker. Yapının ana apsisinde iki, yan apsislerinde birer pencere açıklığı bulunmaktadır. Kilisenin kubbe pandantiflerinde İncil yazarlarının betimlemeleri görülürken, kubbenin güney ve kuzey duvarlarında da hıristiyan ikonografisiyle ilgili tasvirler dikkati çeker. Ana apsis kemerinin yukarısındaki duvar yüzeyine baş melekler Cebrail ve Mikail anıtsal ölçülerde resmedilmişlerdir. Yan galerilerin doğu uçlarında da yi e Hıristiyan ikonografisinden resimler görülür. Ana apsis nişinin yüzeyinde de muhtemelen Kutsal Ruh betimlemesi vardı. Bu freskolardan güney nefin doğu duvarındaki örnekte 1849 tarihi okunabilmektedir. Ayrıca resimlerin altlarında kitabeler de bulunmaktaymış ancak üzerleri kireçle kapatılmaya çalışılmıştır. Kilisenin içinde okunamamış Rumca bir kitabe yer almaktadır.
Süslemesi : Yapıdaki bezemeler daha çok fresko olarak sıva üzerine yapılmış ve Hıristiyan ikonografisinden alınmış konulardır. Malzeme ve teknik : Yapının tamamında düzgün kesme taş kullanılmıştır.
Kitabesi : Yapının kitabesi yerinden çalınmıştır. Ancak freskolardan birinin yanında 1849 tarihi vardır.
Tarihlendirme : Kilisenin 3. Selim zamanında onarıldığı, 1835 yılında da rus elçiliğinin gönderdiği parayla yeniden inşa edildiği bazı yayınlarda belirtilir. İçerdeki freskoların birinin yanında görüllen 1849 yılı bezemelerin yapıldığı tarih olmalıdır.
Kaynakça: Halit Erkiletlioğlu, Osmanlılar Zamanında Kayseri, Kayseri 1996, s.208. Şeyda Güngör Açıkgöz, Kayseri ve Çevresindeki 19.Yüzyıl Kiliseleri ve Korunmaları İçin Öneriler, (İ.T.Ü. Yayınlanmamış Doktora Tezi), İstanbul, 2007, s.52-59.
(Kaynak:Kayseri Taşınmaz Kültür Varlıkları Envanteri)
GESİ-KAYABAĞ KÜÇÜK KİLİSE
İnceleme Tarihi : Temmuz 2006
Yeri : Kayseri ili, Melikgazi ilçesi, Gesi Kasabası,Kayabağ Mahallesinde bulunmaktadır.
Bugünkü durumu : Kısmen sağlam olmakla birlikte kullanılmamaktadır.
Tarihi : Kitabesi yoktur. Bir Ermeni kilisesi olabileceği düşünülen yapı 18. yy. sonları veya 19. yy. ilk yarısında inşa edilmiş olabilir.
Plan ve mimari özellikleri : Doğu-batı doğrultuda inşa edilmiş olan kilise üç neflidir. Orta nef diğerlerinden daha geniştir ve doğu ve batı duvarlara atılmış bir sivri kemerle diğerlerinden ayrılır. Tüm nefler tekne tonozla örtülmüştür. Güney nefin kemer arası sonradan taş duvarla örülerek orta nefe kapatılmıştır. Kiliseye kuzey cephenin batı köşesine kaydırılmış bir kapıdan girilmektedir. Kilisenin kuzey ve güney cephelerinde birer, doğu cephesinde iki pencere açıklığı vardır. Orta apsis yarım daire şeklinde düzenlenmiş olup dış cephede de bu şekilde gösterilmiştir. Kuzey yan nefin apsisinde de bir pencere açıklığı vardır. Ana apsisin güney tarafında bir pencere, kuzeyinde ise bir niş bulunmaktadır.
Süslemesi : Yapıda herhangi bir süsleme unsuru yoktur.
Malzeme ve teknik : Kilisenin tamamında düzgün kesme taş kullanılmıştır.
Kitabesi : Kitabesi yoktur.
Tarihlendirme : 18.yüzyılın sonları veya 19. yy. ilk yarısında inşa edilmiş olabilir.
Kaynakça: Şeyda Güngör Açıkgöz, Kayseri ve Çevresindeki 19.Yüzyıl Kiliseleri ve Korunmaları İçin Öneriler, (İ.T.Ü. Yayınlanmamış Doktora Tezi), İstanbul, 2007, s.49-52.
(Kaynak:Kayseri Taşınmaz Kültür Varlıkları Envanteri)
GESİ SURP STEPANOS KİLİSESİ
İnceleme Tarihi : Temmuz 2006
Yeri : Gesi-Bahçeli Mahallesinde bulunmaktadır.
Bugünkü durumu : Beden duvarları büyük oranda sağlam olup, ana kubbesi yıkılmıştır. İç mekandaki alçı süslemeler ve freskoların çoğu harap durumdadır.
Tarihi : Yapının kitabesi yerinden sökülmüştür. Kilisenin geçmişi 17. yüzyıla kadar uzanmakta, 1886’da da son halini aldığı ileri sürülmektedir.
Plan ve mimari özellikleri : Surp Stepanos Kilisesi doğu-batı doğrultuda serbest haç plânlı bir yapıdır. Yapının plânı dıştan okunabilmektedir. Haçın merkezi kubbeyle örtülmüştür. Ancak bu merkezi kubbe günümüze ulaşamamış, yıkılmıştır. Kubbeye pandantifle geçilmiştir. Pandantiflerin yüzeyine İncil yazarlarının resmi yapılmıştır. Bu resimlerden apsis tarafındakiler (güneydoğu ve güneybatıdaki pandantiflerin üzerindekiler) yıpranmış olduklarından dökülmüştür. Haçın kolları tonozla örtülüdür. Kilisenin doğu cephesindeki apsisi içten ve dıştan yarım daire şeklinde yapılmıştır. Yapının batı taraftaki narteks bölümü iki katlı olarak düzenlenmiş olup üst örtüsü sivri tonozdur. Kiliseye diğer cephelerden daha gösterişli yapılmış olan batı cepheden girilmektedir. Giriş cephesi duvar yüzeyinden çıkıntı yapmış plastırlar ve silmelerle, plastırların korint tarzı başlıklarıyla etkileyici bir görünüme sahiptir. Bu cephe diğer cepheler gibi üçgen alınlıkla bitirilmiş olup, üçgen alınlığın içinde yonca biçiminde düzenlenmiş pencere açıklığı dikkati çeker. Batı cephe üçü yukarıda ikisi aşağıda toplam beş pencereyle boşaltılmıştır. Giriş kapısının üst kısmı yuvarlak kemerle çerçevelenmiş, yüzeye yüksek kabartma olarak S ve C kıvrımlı, oval madalyonlar, üzüm salkımlı süsleme yapılmıştır. Ancak bu süslemeler tahrip edilerek kırılmış, süslemelerin altında var olduğu düşünülen kitabe de yerinden sökülmüştür. Kilisenin kuzey cephesinde üst bölümde üç pencere açıklığı görülmektedir. Dikdörtgen boyutlu pencereler yuvarlak kemerle bitirilmiştir. Pencerelerden ortadaki diğerlerinden daha yüksek yapılmıştır. Bu pencerelerin altında yuvarlak bir kör kemer içinde iki dikdörtgen boyutlu pencere daha bulunmaktaymış. Ancak bu pencereler kapatılmıştır. Narteksin kuzey cephesinde de ibadet mekanının çıkıntı yapan köşesine açılmış bir kapı görülür. Ancak bu kapı da, narteksin kuzey cephesinin üst bölümünde batı tarafa açılan pencere gibi kapatılmıştır. Pencere ve kapı açıklıkarı ve düzenleme bakımından güney cephenin kuzey cepheyle simetrik olduğu görülmektedir. Yapının güneybatı köşesindeki tonoz kalıntısı burada bir mekan olabileceğini düşündürmektedir. Apsis Şeyda Güngör Açıkgöz’den) Kayseri Taşınmaz Kültür Varlıkları Envanteri 769 bölümünün içinde beş pencere açıklığı olduğu tespit edilmiştir. Süslemesi : Yapının dış cephesinde özellikle batı cephede yüksek kabartma taş süslemeler vardır. Korint tarzı başlıklar, S ve C kıvrımlı silmeler, üzüm salkımlı vazolar taş bezeme örnekleridir. İç mekanda alçı malzemeden yapılmış haç biçiminde ve dairesel panolar gözlenir. Bu panoların bezemeli olup olmadıkları tam olarak belirlenememektedir. Malzeme ve teknik : Yapının inşasında düzgün kesme taş kullanılmıştır. İç mekanların bezemesinde ise alçı malzeme üzerine freskolar tercih edilmiştir. Kitabesi : Yapının kitabesi yoktur. Kitabenin bulunduğu yerden sökülmüş olabileceği düşünülmektedir. Kilisenin kuzeybatı köşesinde zemine yakın bir yerdeki taş üzerinde kısmen silinmiş durumda ermenice bir kitabe yer almaktadır. Surp Stepanos Kilisesi genel görünüş.
Tarihlendirme : 19.yüzyılın ilk yarısında Kayseri’ye gelen bazı seyyahlar bu kiliseden bahsederler. Yapıyı üslûp özellikleri bakımından 18. yüzyıla yerleştirenler olsa da Osmanlı imparatorluğunda azınlıkların yeni kilise inşa etmelerine Tanzimat sonrasında izin verildiği düşünüldüğünde ve bazı kaynaklardan hareketle yapının 1886’da bugünkü şeklini aldığı belirtilebilir.
Kaynakça:Şeyda Güngör Açıkgöz, Kayseri ve Çevresindeki 19.Yüzyıl Kiliseleri ve Korunmaları İçin Öneriler, (İ.T.Ü. Yayınlanmamış Doktora Tezi), İstanbul, 2007, s.60-66.